12 Eylül 2015 Cumartesi
Korkusuz Salyangoz
"Milenyum, ben ölmek istiyorum. Herkesi çok seviyorum, herkese uçsuz bucaksız iyi niyet besliyorum ama ben bitiyorum. Senden başka hiç kimseye anlatamıyorum çünkü onlar yaşamadıkları şeyi anlayamıyorlar, empati kuramıyorlar, onlar daha basit görüyorlar hayatı ve zorluklardan haberleri yok. Ailem bana yeterince sevgi göstermiyor, bana destek olmuyorlar, bana şiddet uyguluyorlar, tek başıma ne yapabilirim? Param yok, kalacak yerim yok! O evde ölürüm ben, bizim oraların zihniyeti belli, hepsi aynı, kimseden yardım bile isteyemiyorum. Şu an Dostoyevski okuyorum, o da intihar etti mi? Bak bir sürü kişi var hayatın yaşamaya değer olmadığını fark edip ölmeyi seçen. "
Aşağı yukarı bir yarım saat bu şekilde konuştu, anlattı kendini. O çıkmazı çok iyi bilirim bu yüzden onu çok iyi anladığımı tahmin ediyorum. Ona çok sevdiğimi yazar Dostoyevski'nin kumarbaz olduğunu söyledim, güldü azıcık. Hem bizim Tanrıyla hesaplaşmamız bitmedi ki, acelen ne? Bu kadar acıttığına göre bizi çok seviyor olmalı deyince, umarım dedi.
En çok bizi sevenler canımızı acıtmaz mı?, diye sordum.
Hayır, dedi, en çok sevdiklerimiz canımızı acıtır.
O zaman en çok onu bizler seviyor olmalıyız, dedim.
O da fark etti "Tanrıyı sevmenin acısını". İsyan etmedikçe, olsun dedikçe nasıl da daha da sert vuruyordu koca Tanrı! Nefretimizi de pek sever, nefret de çok sevmenin sonuçsuz halidir diye, nefret edişimizi de birkaç darbe ile yanıtlandırır, var olsun. Tanrı ya karşı içinde sevgi değil bilakis korku olanları çok sever yüce varlık; Tanrı cesurları, görmeden korkusuzca sevenleri sevmiyordu işte . Deli gibi korkaklığımızı seviyor, dinin ve toplumların ana ortak konusu korku değil mi? Korku bizi birbirimize sevgiden daha sıkı bağlar, bunu daha önceden fark etmiş olmanızı umuyorum. Fakat bizler salyangozun yağmurla sevişmesinden etkilenerek korkusuzca çıkmadık mı kabuklarımızdan? O kabuğa geri dönmeyi kabul etmek demek karanlığı ve korkuyu kabul etmek değil mi? O hâlde kabuğumuzdan sıyrılıp yağmurla sevişmişsek bugün geri dönmek yasak; yağmur altında korkusuzca ölmek serbest!
~ Milenyum'un Güncesi 1 ~
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder