Eylül'e selamlar...
Eylül'ü Haris Alexiou ve onun şarkıları ile karşılıyorum. Biraz daha eksildim biraz daha büyüdüm, biraz daha karıştım, biraz daha duruldum...geçen Eylül'den bu Eylül'e neler de değişmiş öyle! Altın çağımızda kırılıp parçalandık. Ben yeterince parlayamadan altın tozuna dönüştüm ve rüzgârla hayatın dört farklı bucağına savruldum. Hayır, kendime acıdığım falan yok, ben yalnızca biraz şaşkınım. Tüm bu olanlar ve geçen zaman beni oldukça şaşırttı. Ölüler gömüldü, sessizce, ağladık, çok ağladık, hâlâ ağlıyoruz gizlice ama geçti işte. Acıtıyor ama geçti. Düşen yapraklar gibi hayat... sonbaharı karşılıyorum, hüznüm ile hazan mevsimine kucak açıyorum. En çok sanki bu ayda ayrılıklar oluyormuş gibi geliyor bana. Bu kadar yakındığıma bakmayın Sonbaharın ilk yağmurunu en çok ben severim. Toprak kokusu... O ıslak toprak kokusu, içine çekiyor sanki ruhumu. Sonbahar, yalnızlar şehrinin mevsimidir. Dikkat edin, ne çok yalnız varsa, tıpkı ürkek salyangozlarım gibi, yağmur vakti dışarıda dolaşmak için bahane ararlar ve ahmakça ıslanırlar benim yaptığım gibi. Ve... sonra mı? Bir kahve daha Bayım!
Eylül'ü Haris Alexiou ve onun şarkıları ile karşılıyorum. Biraz daha eksildim biraz daha büyüdüm, biraz daha karıştım, biraz daha duruldum...geçen Eylül'den bu Eylül'e neler de değişmiş öyle! Altın çağımızda kırılıp parçalandık. Ben yeterince parlayamadan altın tozuna dönüştüm ve rüzgârla hayatın dört farklı bucağına savruldum. Hayır, kendime acıdığım falan yok, ben yalnızca biraz şaşkınım. Tüm bu olanlar ve geçen zaman beni oldukça şaşırttı. Ölüler gömüldü, sessizce, ağladık, çok ağladık, hâlâ ağlıyoruz gizlice ama geçti işte. Acıtıyor ama geçti. Düşen yapraklar gibi hayat... sonbaharı karşılıyorum, hüznüm ile hazan mevsimine kucak açıyorum. En çok sanki bu ayda ayrılıklar oluyormuş gibi geliyor bana. Bu kadar yakındığıma bakmayın Sonbaharın ilk yağmurunu en çok ben severim. Toprak kokusu... O ıslak toprak kokusu, içine çekiyor sanki ruhumu. Sonbahar, yalnızlar şehrinin mevsimidir. Dikkat edin, ne çok yalnız varsa, tıpkı ürkek salyangozlarım gibi, yağmur vakti dışarıda dolaşmak için bahane ararlar ve ahmakça ıslanırlar benim yaptığım gibi. Ve... sonra mı? Bir kahve daha Bayım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder