3 Ekim 2015 Cumartesi

Kanlı Dudaklarım 

   Kanlı Dudaklarım 
Iğne  ile deldim  dudaklarımı, kanattım.  Kanıyor hâlâ  hiç durmayacak  gibi!  Yine korkuyorum  ismini bir türlü hatırlayamadığım  ve yüzünü sadece manasız rüyalarda gördüğüm  tuhaf varlık,  bana yine sarılsana  biraz... Bu gece  yine gel,  söz veriyorum yine hiçbir cümle kurmayacağım. Dudaklarım  kanıyor!  Iğneyle deldim!  Neden  yaptım?  Ne vardı  kahvemin içinde?  Niye hâlâ kan kokusu burnuma geliyor? Dudaklarıma dokun bu gece,  nasıl kanadığını hisset.  Dudakların dudaklarıma dokunsun bu gece,  ağzıma gelen kan tadını sen de hisset.  Beni  hisset,  ruhumu  hisset... Çok uzak değilim, dudaklarını dudaklarıma dokundur,  ben derin uykudayken  ve henüz kanayan dudaklarım iyileşmemişken  uğra rüyama... sen benim kurduğum evrenin birinde kilitlisin,  bana aitsin,  her kime ait olduğunu düşünüyorsan şu an yanılıyorsun, dudakların bir tek benim dudaklarımı  arzuluyor  ve sen susuzluğunu  başka bedenlerde dindirmeye çalışıyorsun. Seni özledim,  bırak o pespaye kızları,  kanayan dudaklarım seni çağırıyor , hırçınca ve zoraki  birkaç kelime söylüyorlar "gel,  özledim ".

Susuyorsun sen,  neden susuyorsun?  Hiç mi ruhun arzulamıyor benliğimi, hiç mi bir yerlerde benden parçalar bulmuyorsun?  hâlâ mı üşeniyorsun sevmeye,  ama nasıl olur bu? Sen beni arıyorsun ben de seni,  ve sen bu gece uğrayacaksın bana,  tıpkı yıllar sonra bedenin bedenimi bulduğu gibi bu gece ruhun ruhumu bulacak...