Kanlı Dudaklarım
Iğne ile deldim dudaklarımı, kanattım. Kanıyor hâlâ hiç durmayacak gibi! Yine korkuyorum ismini bir türlü hatırlayamadığım ve yüzünü sadece manasız rüyalarda gördüğüm tuhaf varlık, bana yine sarılsana biraz... Bu gece yine gel, söz veriyorum yine hiçbir cümle kurmayacağım. Dudaklarım kanıyor! Iğneyle deldim! Neden yaptım? Ne vardı kahvemin içinde? Niye hâlâ kan kokusu burnuma geliyor? Dudaklarıma dokun bu gece, nasıl kanadığını hisset. Dudakların dudaklarıma dokunsun bu gece, ağzıma gelen kan tadını sen de hisset. Beni hisset, ruhumu hisset... Çok uzak değilim, dudaklarını dudaklarıma dokundur, ben derin uykudayken ve henüz kanayan dudaklarım iyileşmemişken uğra rüyama... sen benim kurduğum evrenin birinde kilitlisin, bana aitsin, her kime ait olduğunu düşünüyorsan şu an yanılıyorsun, dudakların bir tek benim dudaklarımı arzuluyor ve sen susuzluğunu başka bedenlerde dindirmeye çalışıyorsun. Seni özledim, bırak o pespaye kızları, kanayan dudaklarım seni çağırıyor , hırçınca ve zoraki birkaç kelime söylüyorlar "gel, özledim ".
Susuyorsun sen, neden susuyorsun? Hiç mi ruhun arzulamıyor benliğimi, hiç mi bir yerlerde benden parçalar bulmuyorsun? hâlâ mı üşeniyorsun sevmeye, ama nasıl olur bu? Sen beni arıyorsun ben de seni, ve sen bu gece uğrayacaksın bana, tıpkı yıllar sonra bedenin bedenimi bulduğu gibi bu gece ruhun ruhumu bulacak...